Real Madrid’i bazı açılardan AKP’ye benzetmek mümkün.
Örneğin ikisi de frene basarsa tepe taklak gideceğini biliyor. O yüzden sürekli
gaza basıyorlar. Önlerinde ne var ne yok sürükleyip götürüyorlar. Real
Madrid’in Gareth Bale transferini bu minvalde değerlendirmek de bir sakınca
yoktur.
Gareth Bale şu anda dünyanın en pahalı futbolcusu unvanına
sahip. Real Madrid kendisi için Tottenham’a 100 milyon avro ödedi. 1989 doğumlu
Bale özünde bir sol bek. Sonra orta sahaya transfer oldu. Bir defans oyuncusu
asla dünyanın en pahalı oyuncusu olamaz. Çünkü futbol bir takım oyunu olmasına
rağmen eşitsiz gelişim yasasına sahiptir. Öncelikle golcüler sonra da orta
sahalar göz ününde olurlar. Bale da sol bekte kalsaydı asla bu unvana sahip
olamayacaktı.
Elbette çok iyi bir futbolcudur Gareth Bale. Geçen sene kısa
kariyerinin –şimdilik- zirve anına çıkmıştır. 33 lig maçında 21 gol atmıştır.
Oldukça etkili bir futbol ortaya koymuştur. Bir önceki sene 36 lig maçında
dokuz gol atmıştır. O sene de herkesin beğendiği bir futbolcudur ama asla bir
süperstar olarak değerlendirilmemiştir.
Şimdi ne yapacağını göreceğiz? Dünyanın en pahalı futbolcusu
olarak ondan tek başına şampiyonluklar kazandırması beklenecektir. Bu da gayet
doğaldır. Biz bunun gerçekleşmeyeceğini düşünüyoruz. 24 yaşındaki bu genç adam,
olası bu psikolojik yükü nasıl göğüsleyecek acaba?
Yanılabiliriz. Gareth Bale gerçekten inanılmaz bir
performans gösterip filmlere konu olabilecek bir kariyer de elde edebilir.
Önemli olan bu değil. Tartışmak istediğimiz de bu değil. Burada Real Madrid
özelinde cisimleşmiş endüstriyel futbol var.
40 milyon avro da az para değildir ama 100 milyon avro, bir
psikolojik eşik. Bir oyuncuya bu kadar para verilmesi, verilebilmesi sistemin
oldukça acımasız ve kararlı olduğunu göstermektedir. Bu rakam, çılgınlığın
dışavurumudur.
Real Madrid ve AKP dedik. İkisi de bunu yapmak zorunda. İmaj
yaratmak zorunda. İnsanların onları nasıl algıladıkları, onların aslında ne
olduklarından kat be kat daha önemli. Rakiplerine mücadeleye başlamadan önce
bir korku salmak istiyorlar. Bunu da oldukça dışavurumcu bir şekilde
yapıyorlar. Kâğıttan kaplan değiller ama yenilmez de değiller.
Bu arada sadece Real Madrid için böyle düşünmediğimizi
eklemek isteriz. Bütün “büyük” takımlar böyledir. Ama sanırız Real Madrid
tarihsel olarak biraz daha böyledir. Bir yazımızda kendisinin faşizm köklerini
incelemiştik. Franco döneminde onun faşizmi sürdürebilmesi için ihtiyaç duyduğu
“korkulan imaj” kaynaklarından biri olduğunu yazmıştık. Yani “doğuştan” gelen
bir arıza bu.
Real Madrid’in Barcelona rekabetinde geriye düşmemek için bu
hamleyi yaptığı da düşünülüyor. Hem doğru hem yanlış. Barcelona takımı
altyapıdan yetiştirdiği futbolcularla ilerleyen bir model olarak bilinse de
aslında onlar da epeyce para harcıyorlar transfere. Son yıllardaki icraatlarına
bakılınca 40’ar 40’ar paraları saçtıklarını göreceksiniz. Bu kudret karşısında
biraz daha çılgın model bir kudret “koymak” istemektedir Real Madrid.
Hepsinin canı cehenneme! Futbolun ideolojik alanı oldukça
geniş olduğu için buraya bu kadar yatırım yapmaları kendi adlarına tutarlı. Ama
dedik ya hepsinin canı cehenneme! Bu anlayış da tarihin çöplüğüne gideceği günü
beklesin ve ömürlerinin geri kalanını hedonist bir şekilde geçirmeye devam
etsinler bakalım…
Etiketler: AKP, Barcelona, dünyanın en pahalı futbolcusu, endüstriyel futbol, faşizm, Franco, Futbol, Gareth Bale, Real Madrid, Tottenham