2 Nisan 2013 tarihinde Paris'te PSG ile Barcelona
Şampiyonlar Lig çeyrek finalinde karşı karşıya geliyorken, Messi 46. dakikada
sakatlanarak oyun dışı kalmıştı. O sezonun o anına kadar tarif etmekte
zorlanacağımız bir performansı vardı.
Bir sezon önce ligde tam 50 gol atarak yine inanılması zor
bir şey başarmıştı. Sakatlanana kadar da ligde o tarif etmekte zorlanacağımız
performansı gösteriyordu. Tam 19 maç üst üste gol atarak, yani ligdeki bütün
takımları AKP'li milletvekili çocuğu gibi sıraya dizerek bana göre bir daha
göremeyeceğimiz bir rekor kırmıştı. 50 gol rekorunu da tarihe gömecekti
aslında. Sakatlanana kadar ligde 43 golü vardı ve daha oynanacak dokuz maç
vardı. Her maç iki, üç atıyordu. Bir gol atarsa insanlar şaşırıyorlardı.
Bu sayıları laf olsun diye vermiyoruz, lütfen dönüp bir daha
okuyunuz.
50, 43, 19...
O sakatlıktan sonra Messi bir daha asla o ritmi bulamadı.
Geçen sene ligde sadece 29 golcük atabildi.
2010 yılında Guardiola'ya ileri üçlünün ortasına geçmek
istediğini belirttikten sonra (o bölgede o esnada İbrahimoviç vardı) her sezon
acaba bu zirve noktası mı diye düşünüyorduk. O talihsiz sakatlık, 50 gollük sezonun
zirve noktası olduğunu düşündürmüştü fakat bu sene yine işler tersine döndü.
Şu anda Messi 23 maçta 26 gol atmış durumda. Asist rekorunu
kırdığını geçelim. Cristiano Ronaldo'dan hayvan ötesi bir sezon beklenirken,
Messi 10 point geriden gelip Ronaldu'yu yakaladı. Ronaldo iki gol önde ama şu
anda Messi iki sene öncesi gibi duruyor: Yani osuruğundan şimşekler çıkararak
stadyumu ortadan ikiye bölebilecek gibi oynuyor.
Bekleyip göreceğiz.
Hala 27 yaşında olduğunu düşündüğümüzde 50 gollük rekoru
kırması imkansız değil gibi.
Fakat akıllara Barcelona takımı geliyor.
Gelmiş geçmiş en iyi futbol takımının hangisi olduğu hep
tartışılır. Cruyff’lu Hollanda mı, Sacchi’nin Milan’ı mı, milenyum Arsenal’i
mi, Cruyff Barcelona’sı mı?
Bana göre bu tartışma an itibariyle gereksizdir çünkü 2008
yılından başlayan Guardiola’nın Barcelona’sı uzak ara gelmiş geçmiş en iyi
takımdır.
Fakat nereye kadar?
Bu takımın çok önemli iki oyuncusu olan Xavi ve Iniesta’da
da durum nedir?
1984 doğumlu Iniesta eski etkinliğinden biraz uzaktadır ve uzatmaları
oynamaktadır. 1980 doğumlu Xavi ise kendisi bile artık pilinin bittiğini itiraf
etmiştir. Her maç 90 dakika oynayamamaktadır.
Bu durumun Messi’yi etkileceyeceği konuşuluyordu. Hatta
sezonun ilk yarısında bir takım krizler oldu ve Messi ayrılmayı ima eden bazı
açıklamalar yaptı. Manchester City’li vampirler Messi için 250 milyon Avro
ödemeye hazır olduklarını söylemişlerdi.
Orta saha teklerken ileri üçlüde çok iyi şeyler olmaya
başladı ve Messi ihtiyaç duyduğu çoşkuyu orada buldu. Neymar ve Suarez ile
birlikte öldürücü bir üçlü oldular.
Barcelona’yı hala çok etkili yapan başka faktör de defanstan
ve kaleden geldi. Guardiola zamanı kaleci Valdes’in bu takımın en zayıf halkası
olduğu konuşuluyordu. Bir de Pique ve Puyol sakatlanınca yerine kimseyi
koyamıyorlardı. Bu sene kalede Bravo çok iyi işler çıkarıyor. Çok az gol
yiyorlar. Önceki gibi her maç en az bir golleri yok. Defansta da Mathieu, genç Bartha
iyi iş çıkarıyorlar.
Barcelona Xavi’nin ve Iniesta’nın alternatifini bulabilirse
(Reus olabilir örneğin) üç dört sene daha çok etkili olmayı başaracaktır.
Öldürmeyip süründürmeye devam edecektir.
Sonra…
Bir Messi bence gelmeyecektir bir daha. Messi’den sonra zaten
elinde avucunda çok bir şey kalmamış futbol da iyice sıkıcı hale gelecektir.
Sanırım ben de o zaman futbolseverlikten istifa edeceğim. Galatasaray taraftarlığından
istifa ettiğim gibi.
İyi günler.
Etiketler: Barcelona, Cristiano Ronaldo, endüstriyel futbol, Futbol, Iniesta, Lionel Messi, PSG, Şampiyonlar Ligi, Xavi