WOODY ALLEN SİNEMASININ NADİDER ÖRNEKLERİNDEN BİRİ
Woody (kapıyı açar ve seslenir): Merhaba, hayatım ben
geldim.
Frenchy (içerilerden): Kim o?
Woody: Kim mi? Benim, Papa. Hep senin evini görmek
istemiştim de…
Merhaba arkadaşlar, nasılsınız?
Uzun zamandır Woody Allen filmi izlemiyordum.
Filmografisinde izlemediğim neler var diye bakarken 2000 tarihli “Small Time
Crooks/Küçük Sahtekarlıklar” adlı filmi gördüm.
Filmin başlarında yaşanan bu diyalog bir Woody Allen
sineması klasiğidir. Durup dururken yarılırsınız.
“Ufak Sahtekarlıklar” özelinde Woody Allen sinemasından
bahsedeceğiz bugün.
Aslında bu filmin ismi sanki Allen sinemasını özetliyor
gibi. Çünkü onun sineması “Interiors/İç Dünyalar” (1978) haricinde ufak
sahtekarlıklar üzerine kurulmuş gibidir.
Allen sinemasında zeka ve aptallık başrolde olan iki
oyuncudur. “Ufak Sahtekarlıklar”da yıllar sonra hapishane arkadaşıyla tanışan
Woody (ismi önemli değil çünkü o her filmde aynı karakter) “Beni hatırlamadın
mı? Hapisteyken lakabım ‘beyin’ idi / Yapma dostum, orada sarkazm vardı.” şeklinde
bir diyaloga giriyor.
“Beyin” yine üç kağıtçılık peşinde. Her zamanki gibi
limitleri umurunda değil!
Woody Allen filmlerinde çoğunlukla “aptal sarışın”
kategorisine dâhil olan baş kadın karakter Woody ile aptallık yarışına girer.
Burada kıllanmıyor değilim. Muhtemelen feministler Woody Allen filmlerini
sevmiyorlardır. Woody’nin aptallığı kendisine yol, su, elektrik olarak geri
dönerken kadın karakterin aptallığı daimi bir arıza gibi duruyor. Bazı filmlerde
Woody suya götürüp susuz getiren kadın karakterler yok değil ama gelen olarak
böyle bir şeyin olduğunu düşünüyorum.
“Beyin” asıl mesleği olan dolandırıcılığa tövbe etmiştir ve
bulaşıkçılık yapmaktadır. Karısı Frenchy ise tek hobisi kurabiye pişirmek olan
bir manikürcüdür. Alışmış kudurmuştan beter olduğu için “beyin” bir üç
kağıtçılık işi düşünür. Bankanın yanındaki devreden pizzacıyı alıp bankaya
tünel kazacak ve bankayı soyacaktır.
Ne az kendisi kadar zeki olan üç arkadaşıyla beraber bu işe
girerler. Pizzacı yerine kurabiyeci açarlar ve salaklık konusunda işe
koyulurlar. Filmin özellikle bu ilk bölümü en iyi bölümü. Midenize ağrılar
giriyor.
Bir sorun vardır. Frenchy’nin kurabiyeleri çok iyidir! Çok iyi
satmaktadır. Kapitalizmin yasaları işler yani milyonda bir olsa da yırtma şansı
belirir. Yırtarlar da.
Filmin ikinci bölümünde, kurabiye zinciri kurarak aşırı
zenginleşen iki kafadarın yeni hayatlarına uyum sağlamak da çektikleri
sıkıntılar ele alınıyor. Yine bir sürü komik diyalog ve an…
Frenchy’nin “entellik” öğretmeni David de olaya dahil olunca
işler iyice komik hal almaya başlar.
Oldukça tipik bir Woody Allen filmi. Gülmek garanti. Garanti
derken tabi herkese göre olmayan Allen mizahına onay veriyorsanız garanti demek
istiyorum.
Woody Allen kariyerine 60lı yıllarda başladı ama asıl
başarıyı 1977 yılında “Annie Hall” ile kazandı ve o tarihten itibaren 1981 yılı
hariç her sene bir film çekti. Bazen iki film çektiği de oldu. Her filminde
belli bir istikrarı korudu ve bugünlere geldi. Bunların her biri bir klasik
değerindedir Allen sevenler için.
Son yıllarda oyunculuk yapmıyor. Bence onun olmadığı filmler
bir Woody Allen filmi değil. Bu anlamda dünyada nadir sanatçılardan biridir
yani hem yönetmen olarak hem de oyuncu olarak filme benzersiz değer katan bir
sanatçıdır. “Auteur” sinemasının en tipik üyelerinden biridir. “I am a genius
in France but here I am a bum/Fransa’da bir dahiyim ama burada bir ahmakım” (An
Hollywood Ending filminden)
Türkan Şoray ile ilgili yazımda iddia ettiğim bir tez vardı:
Çok az sanatçı 20 yıldan fazla üst düzey performans gösterebiliyor. Woody Allen
da bunlardan biridir ama o da 30 sene bu performansı gösterebilmiştir.
Siz de kafanızı dağıtmak istiyorsanız açın Woody Allen’ın
IMDB filmografisini. 2005 yılındaki “Scoop”tan önceki filmlerinden herhangi
birini açıp izleyebilirsiniz. “Mighty Aphrodite” ve “Husbands and Wives”ı
özellikle tavsiye ederim.
İyi günler.
Not 1: “Interiors” ise gerçekten Woody Allen’ın goygoy
yapmadığı tek film. O, başka yazının konusu olsun.
Not 2: Coen kardeşler ve Woody Allen arasındaki
paralellikler de başka bir yazının konusu olsun ama üzerinde düşünelim derim.
Etiketler: Sinema, small time crooks, ufak sahtekarlıklar, Woody Allen