Aynı Daldaydık
Ahmet Kaya ile Yusuf Hayaloğlu’nun birlikteliği 1987
yılındaki “Yorgun Demokrat” albümü ile başlıyor. Yusuf Hayaloğlu hafif arabesk
bir damar taşıyan bir şair. Ondan öncekiler öyle değil. Bu da Nazım Hikmet’in
bir şiiri. Şiir ile beraber üstün bir müzikalite var. Klavye solosu ve vokal
nağmeler çok iyi.
Çiğdem Çiçek
Ahmet Kaya’nın Azeri müziğine ilgisi vardır. Bu da bir Azeri
türkü gibidir fakat söz ve müziği Ahmet Kaya’ya aittir. İki dakikanın altında
kalan süresiyle de ilginçtir.
Gül Dikeni
Ülkü Tamer’in şiiri, Kaya tarafından çok iyi bestelenmiştir.
Ahmet Koç da bana göre Ahmet Kaya’ya en çok yakışan bağlamacıdır.
Kardelenler Açınca
Bu da bir anonim Ege türküsü gibi çınlıyor ama Ahmet Kaya
tarafından bestelenmiş. Ses renginin en güzel ortaya çıktığı parçalardan bana göre.
Sel Dağ
Adam bozlak da besteliyor. Parçanın girişindeki bozlak sanki
Şekip Şahadoğru’nun parçalarına benziyor ama o da kahramanımızın. Sonrasındaki
beste tipik bir naif Ahmet Kaya bestesi.
Sen Yanma Diye
1993 yılında çıkarttığı Tedirgin albümünden sonraki
albümlerini çok tutmam Ahmet Kaya’nın. 1994 yılındaki seçimlerde siyasal İslam
zafer kazanması ile Ahmet Kaya’nın kıçının başının oynamaya başlamasının aynı
döneme denk gelmesi tesadüf mü? 94 yılındaki Şarkılarım Dağlara albümünden
itibaren arebesk ton ağırlık kazanmaya başlamıştı. O dönemden bu parçayı
beğeniyorum. Çok içli söylüyor.
Sevgi Duvarı
“Kumkapı meyhanelerine dadandık…” Can Yücel’in çok bildik
şiiri bestelemesi zor bana göre ama Ahmet Kaya işin altından efsanevi bir
şekilde kalkmış.
Sivastopol Marşı
70 yıllarda solcuların bu parçayı kabullenmeleri ilginç bir
şeydir. Aslında bir Osmanlı ezgisi ama bu sonuç ortaya çıkmış. Ahmet Kaya bunu
efsanevi söyler. Ruhi Su da efsanevi söyler.
Sürüler İçinde Sürmeli Koyun
Ahmet Kaya bence söyleyebileceğinden daha az türkü
söylemiştir. Biraz daha fazla söyleyebilirdi çünkü yazık oldu. Çok iyi
söylüyor. Kendisine has yorumuyla.
Tıka Basa Pastırma
İlginç bir taşlama örneği. Sözlerini de kendisi yazmış