İlginç bir futbol
sezonu yaşandı, yaşanıyor.
Beşiktaş'ın
şampiyon olması örneğin. 1995, 2003, 2009, 2016...Yirmi senede dört
şampiyonluk. Daha değerli olmalı.
Asıl Avrupa'da
olan biten birkaç şey bu sezonu ilginç kılıyor.
Benim bazı
tezlerim çöktü.
Birazdan
bakacağız, bu tezlerimden vazgeçmedim de tesadüf eseri bunlar hep bir arada
gerçekleşti, gerçekleşiyor.
İlk tezim şu idi:
Şampiyonlar Ligi'ni Barcelona, Real Madrid veya Bayern Münih dışında bir
takımın kazanması müşteri temsilcisine bağlanmak kadar zordur. Bu tez hala
çökmedi çünkü Real Madrid finali çıktı ancak Atletico Madrid önce Barcelona'yı
sonra Bayern Münih'i eledi ve finalde Los Galaticos'us karşısına dikildi. ŞL
finallerinin adaleti vardır derler. Bu konuda da bir yazı yazacağız bu arada.
İki sene önce Atletico Madrid ucuz bir şekilde Real’e kupayı vermişti. Ben bu
sene alacaklarını düşünüyorum. Tezim çökerse muhteşem bir şekilde düşecek.
Atletico, futbol tarihinin gördüğü en güçlü üç takımdan olan bu takımları
sırayla elemiş olacak.
İkinci tezim de
endüstriyel futbolda, büyük liglerde yedi, sekiz puanlık farkların kolay kolay
kapanamayacağı tezi idi. Barcelona, Atletico’ya dokuz Real’e de 12 puan fark
atmıştı. Guardiola’nın kırdığı 16 maç üst üste kazanma rekoru vardı ki çok zor
bir şeydir. Bu rekor da kırılacak gibiydi. Sonra ne olduysa Barcelona saçmaladı
ve üst üste üç maç kaybetti. Bu da en son bilmem kaç sene önce olmuş bir şey.
Atletico da Real de şampiyonluk hesapları yapmaya başladılar. Bu hafta Atletico
pes etti ve son haftaya girilirken Real Madrid’in şampiyon olma umudu var. Küme
düşme potasındaki Granada deplasmanına gidecek Barcelona. Real Madrid de
esnafça oynayacak Deportivo deplasmanına gidecek. Anlı şanlı Cruyff’un, üst
üste dört şampiyonluğun ilk ikisini son haftada kazandığını biliyor muydunuz?
Hem de aynı takım Tenerife, üst üste iki sezon son haftada Real Madrid’i
yenerek Barcelona’yı şampiyon yapmıştır. Büyük ve ciddi liglerde hem de
Barcelona gibi bir takımın 12 puan farkla şampiyonluğu vermesi 100 senede
olabilecek bir şeydir.
Bir de 100 senede
değil 400 senede olabilecek bir şey gerçekleşti bu sene. Sinek ikilisi bir
takım endüstriyel futbolda şampiyon oldu. Kapitalizm ve endüstriyel futbol
devam ettiği sürece Leicester City gibi sinek ikilisi bir takımın şampiyon
olması imkânsızdır. Buraya yazıyorum, belge olsun. Manchester United, Chelsea,
Mancester City, Arsenal ve Liverpool İngiltere’de şampiyonluğun doğal
adayıdırlar. Hatta Arsenal ve Liverpool’un bile şansı çok azdır. İstepnede
Tottenham bekler. Bunların hepsi birden saçmaladı ve Leicester City şampiyon
oldu. Kendileri bile hala inanamıyorlardır.
Bir de futbolcu
bazında bakarsak ilk defa Messi en iyi futbolcu ödülüne aday olamayacak. 2007’den
beri oluyordu. Bence Suarez, Ronaldo ve Wardy aday olacaklar ama senaryo
değişebilir. Atletico şampiyon olursa ligde de Barcelona şampiyon olursa
Ronaldo bile aday olamayabilir. Onun yerini Griezman alabilir. Messi’nin aday
olmayacağı bence kesin. Bu konuda da ilerleyen günlerde bir yazı yazacağız.
Bu sene Avrupa
Futbol Şampiyonası da var. Buradaki tezimiz önümüzdeki dört yılın bütün
turnuvalarının favorisi Almanya’dır şeklinde idi. Bu tezimizi hala koruyoruz.
Dediğim gibi diğer
tezlerimi de koruyorum. Tesadüfler üst üste bindi ve bunlar yaşandı. Bunların yaşanması
iyi olmadı aslında. Bir 20 sene daha “futbolda sürprizlere yer olduğu”
düşüncesi geçerliliğini koruyacak. Tablonun bütünü her zaman olduğu gibi parayı
işaret edecek ama nadir gerçekleşen inanılmaz tesadüfler göz önünde olmaya
devam edecek. Yutmuyoruz…