
Tom Standage'ın bu iki kitabını hararetle tavsiye ederim. Birinci
kitabı "Altı Bardakta Dünya Tarihi" içeceklerin tarihini ve bunların
toplumsal alanda yansımalarını ele alıyor. En eski içecek olan birayla
başlıyor. Yakında "biranın tarihi" başlıklı yazıyla ayrıntılı bilgi
edineceğiz. En sevdiğim sıvıdır. Sonra şarap geliyor. Şarap içmenin
kültürel, sınıfsal, dinsel boyutları ele
alınıyor. Damıtılmış içkiler yani viski, rom, votka, brendy falan.
Özellikle romun hikayesi çok ilginç. Çay geliyor sonra. Alakasız girdi,
bundan sonra mükemmmel olmayan çayları içmeme kararı aldım:P Kahve, ömür
boyu içmesem aklıma gelmez ama hikayesi ilginç. Neredeyse devrimler,
savaşlar başlatmıştır. Ve kola. Gazlı içecekleri az tüketirim ama
severim. Kolanın nasıl emperyalizmin en önemli araçlarından biri
olduğunu anlatıyor.
İkinci kitap "İnsanlığın Yeme Tarihi" de
adından belli zaten. Bugün markette paketi üç lira olan tarçın yüzünden
neler neler yaşanmış, fikrimiz var mı? Patates...Halil Selimoglu'nun
temel gıdası olan patates nasıl da koskoca bir kıtanın tarihini
belirlemiş? Mısır. Bugün yediğimiz meyvelerin hikayesi falan. Doğalını
arıyoruz ya aslında hiçbiri doğal değil. Genel olarak tarım zaten bir
anormalliktir. Bunu açıklıyor. Balık ve kabuklu deniz ürünleri dışında
doğal olan hiçbir şey yok. Hepsi insanın uzun süre deneme yanılma
yoluyla ortaya çıkarttığı yapay şeyler. Bu konu üzerinde durulmayı,
tartışılmayı hak ediyor. Kitap da size ufuk açıyor. Kaçırma İbrahim
Toy...