Ballspielverein
Borussia 09 e.V. Dortmund ya da herkesin bildiği ismiyle Borussia Dortmund,
son yılların en ilgi çekici takımlarından biri. Bir önceki sene Mainz 05
takımını küme düşürmüş olan teknik direktör Jürgen Klopp’u, 2008 yılında göreve
getirdiklerinden beri sürekli yükselen bir çizgideler. İsimlerini bilmeyi
bırakın, isimlerini doğru dürüst telaffuz bile edemediğimiz ucuz futbolcularla
Avrupa’nın en etkili takımlarından biri oluverdiler.
Alman futbolu her zaman dünyanın en önemli futbol
ekollerinden biri olmuştur. Alman futbolu çokça Bayern München demektir.
Bayern’in son 20 yılda on, son 40 yılda da 20 şampiyonluğu vardır. Dortmund,
elde ettiği beş şampiyonlukla Bayern’den sonraki en başarılı Alman futbol
takımıdır. 90’lı yıllarda futbolcu Mathias Sammer önderliğinde Bundesliga
şampiyonlukları ve 1997’de de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanmışlardır.
2002 yılında, Sammer’in bu sefer teknik direktörlüğünde
şampiyon olan Dortmund için işler, bu tarihten sonra pek iyi gitmemiştir. Mali
krizlerle boğuşmak zorunda kalmışlardır ve borsaya açılmış tek Alman kulübü
olan Dortmund’un hisseleri dramatik bir şekilde düşmüştür. Hatta bir ara
ödemelerini yapmaları için, Bayern München kulübü kendilerine borç para
vermiştir. 2005 yılında iflasın eşiğinde dolanan kulüp, bu tarihten sonra
yükselişe geçmiştir. Efsanevi Westfalen Stadyumu’nun isim hakkını Signal
Iduna’ya satmak zorunda kalan kulüp için yükselme devri başlamıştır. 2011 ve
2012’de gelen şampiyonluklar bu yükselişin meyveleridir.
İngiliz araştırma şirketi Deloitte, her sene geleneksel
olarak Futbol Para Ligi sonuçlarını yayınlar. Bu sene ilk defa bir kulübün
(Real Madrid) yıllık 500 milyon avronun üzerinde gelir elde ettiği Futbol Para
Ligi’ndeki en çarpıcı performans Dortmund’a ait. 2011’de listeye 16. olarak
giren kulüp, bu sene beş sıralık rekor yükselişle 11. sıraya çıktı. Gerçi
Manchester City kulübü de beş sıralık bir artış gerçekleştirdi ama onlara
Birleşik Arap Emirlikleri’nin ÖSO’dan artan paraları hibe ettiğini biliyoruz.
Dortmund yıllık 189 milyon avro ciro yapmıştır. Bu sene
Şampiyonlar Ligi’nin “ölüm grubu” olarak anılan grubundan birinci çıkmıştır ve
önü açıktır. 80.000 kişilik seyirci ortalamasıyla bu anlamda Avrupa’nın en
iyisidir. Alman yayıncı kuruluşun gelecek sene başlayacak yeni ihalesi
gereğince yayın gelirlerinde %50’lik bir artış elde edecektir. Şehirdeki
beşinci mağazayı açmıştır vs. Yani kısacası “işi Almanya’dan iyidir”.
Peki, Dortmund gelecekte ne yapacaktır? Birçoklarına göre
“dünyanın en iyi yönetilen kulübü” olan Bayern München’le nasıl başa
çıkacaktır? Bayern’in stadyum inşası için çektiği kredinin yakında bitecek
olması ve kasasında epeyce para olması Dortmund ve diğerlerinin yaşam
alanlarını nasıl etkileyecektir? Klopp, Bayern’le sözleşme imzalayan
Guardiola’ya atfen “onun Almanya’daki Mourinho’su olacağım” demeci nasıl
okunmalıdır?
Hep aynı yere geliyoruz: Para var, huzur var. Dortmund bu
Para Ligi’nde kalmaya ve de yükselmeye devam edecek gibi duruyor. Oradaki 20
takım yıllık beş milyar avroyu bölüşecek. Dortmund daha Allah’tan belasını mı
istesin? Arada sırada da şampiyon olurlarsa işler yolunda demektir.
Etiketler: Alman futbolu, Borussia Dortmund, Bundesliga, Deloitte Football Money League, Deloitte Futbol Para Ligi, endüstriyel futbol, Futbol, Jürgen Klopp, Mathias Sammer, Real Madrid, Şampiyonlar Ligi