Çapayev: Lenin’in kurduğu hangisiydi?
Asker: Üçüncü Enternasyonal.
Çapayev: Ha işte, ben ondanım.
1934 tarihli “Çapayev” yine Büyük Ekim Devrimi’nden sonra
kapitalistlerle girişilen iç savaşı anlatan bir filmdir. İç savaşla ilgili dün
tanıttığımız “The forty-first/Kırk Birinci” filminde bir şeyler söylemiştik.
Kızıl Ordu, tüm vampirlerin umudu olan Beyaz Ordu’ya karşı. Bu filmde de bir
Kızıl Ordu kahramanı olan Çapayev’in mücadelesinden bir kesit sunuluyor.
Bu filmin çekildiği tarihe dikkat çekmek isteriz. 1934
tarihi Sovyetler Birliği için çok önemli tarihlerden biridir. 1928 tarihinde
Birinci Beş Yıllık Plan yürürlüğe konmuştur. Planlı ekonomiye geçmek daha
doğrusu sosyalizmi “reel” olarak başlatmak üzere adımlar atılmıştır. 1929
yılında da tarımda kolektivizasyon uygulaması başlatılmıştır. Yani Lenin
hayattayken başlatılan NEP’e (Yeni Ekonomik Politikası) bir vedadır bu. Sovyet
iktidarı kendine güveni bulmuş ve sosyalizme geçmek için adımlar atmaya
başlamıştır.
Tabi bu adımlar sancılı olmuştur. Başta tarımdaki mülk
sahibi sınıflar oyuncaklarının ellerinden alınmasına içerlemişler ama Stalin’in
iradesine boyun eğmek zorunda kalmışlardır. Bazılarının canı da yanmıştır.
Planlı ekonomi ve kolektivizasyon sayesinde SSCB 1929 krizinden etkilenmemiş ve
ileri bir sanayi ülkesi haline gelmeye başlamıştır.
Kolektivizasyonun getirdiği teknik sorunlar nedeniyle
1932-33 yıllarında kıtlık baş göstermiş ve milyonlarca insan açlıktan ölmüştür.
Fakat birkaç sene içerisinde Sovyetler Birliği dünyanın en dinamik, en hızlı
gelişen ülkesi haline gelmiştir. İnsanların somut yaşantılarında gözle görülür
gelişmeler yaşanmıştır.
30lu yılların başı siyasi olarak da fırtınalı geçmiştir.
Stalin önderliği siyasi olarak da çok çetin bir mücadeleye girmiştir.
1934 yılı böyle bir yıldır.
Propaganda için film çekilmesine karşı değilim. Bu fırtınalı
dönemde Sovyet iktidarı, vatandaşlarının işçi sınıfı iktidarına güven
duymalarına ihtiyaç duymuşlardır. Bu filmi, bu ihtiyaca cevap veren bir araç
olarak görebiliriz.
Kötü mü? Asla değil.
Çapayev savaşmaktadır. Kendisi eğitimsiz ama devrime
yürekten bağlı bir kişidir. Okuması yazması olmadığı için savaşla ilgili
taktikleri masa üstüne yerleştirdiği patateslerle vermektedir. Başarısız ise
hiç değildir. Çapayev’in birliğine atanan eğitimli Bolşevik komiser ile ilk
başlar yıldızı barışmasa da mücadele esnasında aralarında güzel bir dostluk
gelişir. Film, Çapayev’in mücadelesindeki bu kesite odaklanır.
Hep aynı yere geliyoruz: Dünyanın en zor işi sosyalizmi
kurmak ve korumaktır. Bu, aynı zamanda dünyanın en onurlu işidir de. Böyle bir
amaca hizmet eden bir film çekmek de bir yönetmenin yapabileceği en iyi iş olsa
gerek. Yoksa sinemaya ne gerek var ki? Sanata ne gerek var? Tekrar ediyorum:
Şablon bir teknik iş değil “Çapayev” filmi.
Etiketler: Beyaz Ordu, birinci beş yıllık kalkınma planı, Chapaev, Çapayev, Kızıl Ordu, Sovyet sineması, Sovyetler Birliği, Stalin, tarımda kolektivizasyon